24 Eylül 2013 Salı

Gerçek Doping Genlerimizde


Dopingsiz de başarılı olabiliriz….
Son günlerde arka arkaya yaşadığımız doping skandalları Türk sporuna ve sporcusuna uluslararası arenada oldukça önemli itibar kaybı yaşatmaktadır. Dopingle mücadele de WADA (World anti- doping agency) yıllardır sert yaptırımlar ile uğraşmakta ve sonucunda sporculara ve ülkelere büyük cezalar verebilmektedir.
Sporcu psikolojisi önemli
Sporun doğasında olan kazanma hırsı çoğu zaman sporcularda psikolojik baskı yaratmakta. Kulüplerinin veya çevrelerinin beklentileri kimi zaman kendi beklentilerinin de önüne geçmekte ve bu da sporcuları çoğu zaman sporcu kimliklerinden çıkarmaktadır.
Genetik testler doping uygulamalarının yerini alabilir
Hücrelerimizde bulunan genler bizlerin metabolizmasını ve birçok özelliğini belirlemektedir. Kaslarımızın çalışma şeklinden kasılmalarına, oksijen tüketimlerinden ortam değişikliklerine adaptasyonarı genlerin kontrolünde olmaktadır.  Genlerdeki bu değişiklikler günümüzde belirlenebilmektedir. Bu farklılıklara bakılarak bir bireyin ne tarz bir fiziksel aktiviteye yatkın olabileceği ve bireylerin özelliklerine göre de bireysel antreman programları ile sporcu performansları geliştirilebilir.
Kişiye özgü antreman programları
Bireylerdeki genetik varyasyonlar o bireyin fiziksel davranışları hakkında bilgiler vermektedir. Örneğin bazı genlerimiz kaslarımızın daha yavaş kasılmasına neden olurken başka bir genimiz de kılcal damarlarımızda dilasyona neden olarak kandan dokulara oksijen geçmesini kolaylaştırmaktadır. Bir hücre zarı proteini hücrelerimizde oluşan laktik asidi hücrelerden kana geçmesini sağlayarak yorgunluk hissini artırmakta, bu genin başka bir formu ise laktik asit geçişini yavaşlatmaktadır. Bu gen profillerini barındıran kişiler daha dayanıklı olabilmekte, kendi genetik yapılarına uygun çalışma programları ile kişisel gelişimlerini geliştirebilmektedir.
Genetik analizler sadece bir kere yapılır
Bireylerin hayatlarının herhangi bir evresinde yapacakları genetik testler, hayatları boyunca uygulayacakları hayat şartları hakkında bilgi verebilmektedir. Spor genetik alanında da bu durum böyledir. Erken yaşta yapılacak genetik analizler ile sporcuların gelişimleri çok daha hızlı olabilecektir.
Sadece spora yatkınlık genleri değil, kardiyovasküler hastalıkların da tanısı da konabilmektedir.
Sporcuların rütin testlerle belirlenemeyen bazı problemleri genetik testler ile belirlenebilir. Sporcular yapılarına uygun olmayan sportif aktivitelerde veya antreman programlarında gereksiz zorlamalara maruz kalmaktadır. Bu zorlamalr ise kardiyovasküler sistem üzerinde büyük etki yapmaktadır. Sporculardaki bu tarz hastalıklara neden olabilecek genetik bozukluklar da tespit edielbilmekte ve böylece istenmeyen olayların önüne geçilebilmektedir. Zaten kişiye özel anreman programları bu tarz istenmeyen olayların da önüne geçmektedir.

Sonuç olarak uygun genetik yapı uygun antreman programı ile birleştiğinde doping alımına gerek kalmayacak başarılar elde edilebilecektir.   

Sporun faydası hücre düzeyinde ispatlandı


Sportif aktivitelerin kişileri hastalığa karşı koruyucu etkisi gibi birçok alandaki faydası bilinmekle birlikte bunun hücresel anlamdan ne tip değişikliklere neden olduğu bugüne kadar tam anlamıyla bilinmiyordu. Ancak İsveç’te yapılan bir araştırma sportif aktivitelerin hücresel düzeyde faydalarını ortaya koydu. Üsküdar Üniversitesi olarak benzer çalışmalar yürüttüklerini ifade eden Yrd. Doç. Dr. Korkut Ulucan, bireylerin daha sağlıklı bir yaşam sürmeleri adına atılan adımın çok önemli olduğunu söyledi.
İsveçli bilim insanları, düşük fiziksel aktivite gösteren bireylerde uyguladıkları 6 aylık egzersiz programlarının, yağ hücrelerinde ki genlerin metabolizmalarını düzenleyen genetik bölgelerde metilasyon adı verilen bir düzenleme ile genlerin çalışmalarının düzenlendiğini gösterdi. Düzenlenen genlerin başında ise yağların yıkımını sağlayan genler bulunuyor.
İsveçli bilim insanlarının yaptığı çalışmayı değerlendiren Üsküdar Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Korkut Ulucan, çalışmanın literatüre ciddi katkı sunacağını kaydetti.
Genlerimizin yapılarından ziyade işleyişlerinin değişmesi neden olan hücresel olayları epigenetik olarak ifade ettiklerini ifade eden Ulucan şunları kaydetti.
Epigenom çalışmaları
“Genlerimizde bulunan ve genlerimizin düzenli çalışmalarına neden olan düzenleyici bölgelerde besin, sıcaklık, oksijen gibi faktörler veya hücrelerin mikro çevreleri bazı değişiklikler yaparak genlerimizin düzenli çalışmasını sağlarlar. Bu faktörlere epigenetik faktörler, bu faktörler ile etkiledikleri genetik bölgeleri araştıran çalışmalar bütününe de epigenom adı verilmektedir. 
Ulucan: “Hedefimiz kök hücre üzerinden araştırmak”
Besinlerin epigenetik etkisi uzun yıllardır bilinmektedir. Ancak uzun süreli aktivitenin hücrelerde ne tarz bir etki yarattığı günümüze teoride tahmin edilmesine rağmen deneysel modellerle çok fazla ispat edilememişti. Bizlerde hayvan modellerinde epigenetik, kök hücre ve sportif performans arasındaki ilişkinin saptanmasına yönelik bazı çalışma grupları oluşturma aşamasındayız. İsveç’te yapılan çalışma literatüre çok değerli bir katkıda bulunacak. Biz de sadece epigenetik üzerinden değil, aynı zamanda kök hücre metabolizması üzerinden de sportif aktivitelerin sağladığı faydaları araştırma isteğindeyiz.”
Obezite ve diyabet gibi kronik sorunlara da çözüm olabilir…
“Bu çalışmalar ile sadece sportif yararların araştırılmayacağını, obezite ve tip 2 diyabet gibi bazı kronik sorunlarında azaltılacağını umuyoruz. Bu yüzden bireylerde genetik yapıya uygun spor ve beslenme programlarının oluşturulması sadece sportif başarının sağlanmasında kalmayacak, aynı zamanda bireylerin daha sağlıklı yaşamalarına da katkıda bulunacaktır.”